Kemancı, orkestra şefi, besteci
Lakabı: Pirincho (Anavatanı Güney Amerika olan bir tür guguk kuşu)
Uruguay’ın San José de Mayo şehrinden olan Francisco Canaro’nun hayat öyküsü, bazıları efsane
olmuş anekdotlar ile doludur.Ailesi oldukça fakir olduğu için eğitim imkanı bulamamış olan
Canaro’nun tek seçeneği çalışmaktı. Doğru içgüdüsüyle müziğe giden yolu keşfettiği zaman ulaşmak
isteğini hedefine ulaştı: Başarı ve zenginlik. Çalışkanlığı ve fikirleri, takip edilecek örnekler oluşturdu.
Meslektaşları arasında birleştirici olandı. 1918’den başlayarak bestecilerin hakları için savaştı. Ancak
çabaları SADAIC (Sociedad Argentina de Autores y Compositores de Música) olarak bilinen
“Arjantin Yazarlar ve Besteciler Topluluğu”nun kurulmasıyla sonuçlanana kadar tanınmadı. Topluluk
Canaro’nun satın aldığı binada 1935’te kuruldu.
Kariyerinin başlangıcı, tango tarihinin başlangıcı ile özdeşleşmiştir. Öyle ki 50’li yılların ortasında bir
radyo programı çok eski bir olayı anlatmak için “Canaro orkestrasını kurduğu zaman” deyişini
kullanırdı. Serveti, bir kişinin zenginliğini ima etmek için kullanılan “Canaro’dan daha fazla parası
var” cümlesini doğurmuştu. Canaro ve Carlos Gardel, at yarışlarında karşılaşınca Gardel’in bir ata
oynamak için Canaro’dan geri vermemek üzere (o zaman için çok yüksek bir miktar olan) 500 peso
istediği ve şöyle dediği söylenir: “Ben fakirim ve tüm para sende”. Çünkü Canaro ile
karşılaştırıldığında Gardel bile fakir kalmaktaydı.
Canaro doğduğundan beri “Pirincho” olarak çağırılırdı. Ebesi, onu kollarında tutarken, başında
dimdik duran bir tutam saçı göstererek Plate Nehri bölgesinde oldukça fazla bulunan ibikli bir kuşu
ima ederek “Pirincho’ya benziyor” diye haykırmıştı.
Ailesi doğumundan kısa zaman sonra Buenos Aires’e taşındı ve orada çok yoksul koşullarda
“conventillos” adı verilen kiralık evlerde yaşadı.